Serimizin üçüncü kitabı meşhur altın ikizlerden Aidan Savage'yi ve Alexandria'yı anlatıyor. Alex, annesi babasını kaybedince küçük kardeşine hem anne hem baba olmuş fedakar ve bir o kadarda cesur kızımız. Tabii ki oda telepatik güçleri olan bir insan. Vampirin biri tarafından ele geçiriliyor. Ve vampiri öldürmeye gelen avcımız Aidan Alex'in kendisine saldırmasıyla onu acısız öldürmek için ısırıyor. İşte tam kanını içtiği sırada renkleri görüyor. Kızımızın kendi ruh eşi olduğunu anlıyor. Aidan Gregori'den sonra en iyi ikinci şifacı olduğu için ruh eşini iyileştiriyor. Başta onu dönüştürdüğü için Alex Aidan'dan nefret ediyor. Kendini öldürmek istiyor ama o kadar iyi bir abla ki her şeyi kardeşi için yaptığından onu arkasında bırakamayacağına karar verip Aidan ile beraber yaşamaya başlıyor. Tabii ona aşık patronu da işin içine girince işler iyice karışıyor.
Kişisel Yorumum: Bu kitabın ilk iki kitaptan ayrı olma sebepleri çoktu. İlki kitap Karpatya'da geçmiyor. Ve Aidan, Alex'e çok özgürlük tanıdı. Her ne kadar gizli gizli buluşmalarını takip etse de Alex'in ona kendi isteğiyle gelmesinin her şeyden önemli olduğunu düşünen bir karakterdi. Bu kitabı çok sevdiğim ve ilk defa Karpatyalı erkeklere kızmadım bunun yerine Alex'e kızdım beni deli eden bir inadı vardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder