-->

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Ejderha Serisi 1: Ejderin Aşkı

Uzun süredir kitap tanıtımı yapamıyordum. Ama sizlere çok değişik bir seriyle geri döndüm. Serimizin adı ''Ejderha Serisi'' adından da anlayacağınız üzere ejderhaları ve hayat eşlerini bulmalarını anlatıyor. Ama bu ejderhalar öyle bildiğiniz gibi değil. İnsana dönüşüyor, büyü yapabiliyor, konuşabiliyor, dahası insanlara aşık olabiliyor. Ejderin Aşkı biraz ters başlamış bir kitap. Aslında kitap 2 ayrı hikayeden oluşmakta. Ters olmasının sebebi ise kral ve kraliçenin hikayesini ikinci bölümde vermeleri bu yüzden size tavsiyem önce kitabın 2. Bölümü olan Ateşler ve Zincirlerden başlamanız diyor, 2. bölümden tanıtımıma başlıyorum. Hikayemiz şımarık ejder prenses Rhiannon ve korkusuz ejder savaşçı Bercelak'in aşkını işliyor.  Prensesin annesi ondan hayatı boyunca nefret etmiştir. Çevresindekiler prensesi sürekli hor görüp, ezmişlerdir. Bu da yetmezmiş gibi annesi, prensesi hiç sevmediği savaşçı Bercelak ile evlendirmeye kalkınca prenses isyan bayraklarını çeker. Nefret ettiği kindar savaşçı Bercelak ile evlenmek istemez. Ama Bercelak prensese gördüğü ilk andan beri aşıktır. Ve onunla evleneceğini duyunca sevinçten ağzı kulaklarına varır. Lakin inine gittiğinde prensesi kapısında bulunca sevinci kursağında kalır. Çünkü prenses insan şeklindedir ve ejderha bedenine geri dönememektir. Bercelak prensese ne kadar aşıkta olsa onu kendisine aşık etmek için zorba tekniklere başvurur. Başarır tabii ki. Kitabın sonlarına doğru Kraliçe Bercelak'tan kızını öldürmesini ister. İki arada bir derede kalan savaşçı hayatı pahasına sevgilisini korumaya karar verir. Bu işte onlara Bercelak'in çapkın babası yardım eder. Ve kraliçeyi deviren prenses onun yerine ejderhaların kraliçesi olur. Bercelak ile damgalanarak hükümdarlığını yönetir. Ve altı küçük ejder doğurur. İşte bizim asıl hikayemizde bu altı ejder yavrusunun aşkları...

Gelelim asıl hikayemize; 2. bölümün sonunu okuyanlar en son anne ve babalarını basan minik ejderleri görmüştür. Bunlardan en büyükleri kara ejder Fearghus bir prens olmasına rağmen ininde yaşayan, asosyal, öfkeli, kimseyi yakınına yaklaştırmayan bir ejderdir. Onun böyle olmasının sorumlusu tabii ki babası Bercelak. Aslında dedesi demeliydim. Nitekim Bercelak'in çapkın babası uçkuru düşük ejderha çocuklarını katı yetiştirmeseydi tüm bunlar olmazdı. Yinede ben sevdim bu torunları. Babalarından daha romantikler. Öhöm! Öhöm! Konudan birazcık saptım sanırsam. Neyse bu huysuz ejderimiz ininde uyurken dışarıdaki savaşın gürültüsüne dayanamayıp, savaşa müdahale eder. Savaş meydanındaki herkes ondan deli gibi kaçarken, Kanlı Annwyl, kaçmaz ve kaderine razı olur. Kızın cesaretinden etkilenen Fearghus, insanlardan uzak durmak istese de onu inine götürür. Ve iyileştirmek için kız kardeşinden yardım ister. Kardeşi Morfyd, bir beyaz ejder cadıdır. Ama insanlar onu cadı sandıkları için yüzünün bir bölümünü kesmişlerdir. Buna Annwyl'in abisi Kasap Lochan neden olmuştur. (Gerçi bunlar abi kardeş çatlaklar.) Annwyl kendine geldiğinde çoktan Fearghus için bir şey ifade etmeye başlamıştır. Annwyl, Fearghus'tan abisini yenmek için yardım ister. Başta buna karşı çıksa da ejderimiz sevdiği kadını kıramaz ve kabul eder. Böylece ejderimizin çift taraflı yaşamı başlamış olur. Gündüzleri insan kılığında kızımızı eğitirken geceleri ejder olarak onunla sohbetler eder. Kızımızda gündüzleri ona kılıç kullanmayı öğreten şövalyesiyle yatarken, geceleri ejderinin sırtında uyur. Gerçi her zaman ejderini daha çok sevmektedir. (Diyorum ya çatlak diye) Günler böyle akıp giderken bir gün ejderin babası Bercelak çıkagelir ve kızımız onun kuyruğunu kopartır. (Burada çok gülmüştüm. Çok saçma geldi.) Bu arada  kızımız, Fearghus'un aslında şövalyesi olduğu gerçeğini fark eder. Arkasından anlayacağınız üzere onu terk eder. Ama ejderimiz allem eder kallem eder sevgilisinin kalbini yeniden kazanmayı başarır. Önlerindeki en büyük engel kraliçedir. (Cadı Rhiannon, hala ilk kitaptaki kadar uyuz ve Bercelak hala onu zincirliyor. Ne fantezi ama!) Kraliçe Annwyl'den hoşlanmış olacak ki ona 600 yıl ömrü uzatacak bir büyülü tılsım verir. Bu da Annwyl'in abisini yenip savaşı kazanmasını sağlar. Savaşı kazandığı içinde otomatik olarak bir kraliçeye dönüşür. Fearghus kendini ona layık görmez, lakin Annywl çok inatçıdır. Savaşı kazandıkları gece ikilimiz damgalanır. (Anne babaları kadar abartmazlar.) Sabahında, Fearghus inine geri döner. Aradan bir yıl geçer. Anywyl hala kocasına geri dönmemiştir. Bunun üzerine Kraliçe, deli gelinini oğluna geri dönmesi için tehdit eder. Ama bizim deli kız hiçbir şeyden korkmaz. Hatta kraliçeye en sinir olacağı sözleri söyler. Yine de kaynanasını dinler ve kocasının inine geri döner. Sonunda ejderhasıyla birlikte inde yaşayıp, işleri oradan yönetmeye karar verirler.

Kişisel Yorumum: Yazarken dayanamayıp, yer yer sıkıştırdığım yorumlarım olsa da asıl yorumumu şimdi yapacağım. Ejderin Aşkını okurken, bir ara sıkıldım. Tam bitti her şey derken yeni bir olay başladı. Kurguda bir şeyler eksik geldi bana. Sonra Annwyl'in tavrı berbattı. Çok, şımarık ve cesur karakter gördüm ama bu kadar patavatsızını görmedim. Kraliçeyi geçti aşırılıkta. Adı tam ona göre olmuş. Kız, cidden kan görmeye bayılıyor. Savaş olsun gider öldürür adamları mutlu olur bu kız. Ejderhalardan korkmaz. Öleceğini bile bile gider saldırır. Ama abisinden korkar. Diyorum ya deli bu kız diye. Sonra Bercelak o kadar heybetli bir savaşçının minik bir kıza yenilmesi de saçmalık abidesiydi. Kardeşlerin atışmaları da olmasa kitap okunmaya değmezdi. Okuyanlar ahım şahım aşk beklemeden orta derece bir beklentiyle okurlarsa memnun kalacaklardır. 


Puanım: Birinci kitap için :5
İkinci Kitap için:6





Hiç yorum yok: