Kate Winters ölümsüzlüğü hak etti.
Ama hayatını Ölüler Diyarı'nda, Henry ile birlikte geçirmek istiyorsa bunun uğruna savaşması gerekecek.
Bütün olanlar içerisinde, ölümsüzlüğü kazanmak en kolayı olmuştu. Kate, artık Ölüler Diyarı Kraliçesi olarak taç giymek üzere olmasına rağmen, kendisini her zamankinden çok daha yalnız hissetmektedir. Ölüler Diyarı'nın hükümdarı olan Henry'ye karşı duyduğu sevgi günden güne büyürken, Henry ona karşı gittikçe mesafeli ve gizemli davranmaya başlamıştır. Kate'in taç giyme töreninin tam ortasında, evrende kendisini öldürebilecek kadar güçlü olan tek varlık tarafından alıkonur: Titanların Kralı, Kronos.
Diğer tanrılar her birinin sonunu getirebilecek olan savaşa hazırlanırken Henry'nin Tartarus'dan kurtuluşu yalnızca Kate'in elindedir. Ama Ölüler Diyarı'nın sonsuz mağaraları içinde yolunu bulabilmesi için, geleceğini tehdit eden tek kişiden yardım talep etmelidir.
Henry'nin ilk karısı, Persephone.
Ya ölümsüzlük ebedi değilse?
"Kate, açıklanamayan olaylara göğüs gererek onlarla başa çıkabilecek bir kahraman."
Publishers Weekly
"Yunan mitlerinden Persephone'nin hikâyesine bu sürükleyici ve çağdaş yaklaşım romantizm, gizem ve merak unsurları yanında çok yönlü ve sempatik bir başkaraktere sahip."
Booklist
"Kesinlikle benzersiz, yenilikçi ve büyüleyici."
bewitchedbookworms.com
Sayfa Sayısı: 297
Baskı Yılı: 2012
Dili: Türkçe
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Yorumum:
Kitabın başı o kadar sıkıcıydı ki anlatamam. Kız evinden uzak kalmış kocasını heyecanla beklerken Henry'nin Kate'den kaçmaları, tuhaf tavırları beni deli etti. Sonradan niye öyle davrandığını öğreniyoruz. Ama acımadım valla. İlk kitaptan beri bir ezik bir zavallı davranması beni bunalttı. Sen tanrısın kardeşim ne olmuş bir kadın seni sevmediyse dünyanın sonu mu? Herkes senden nefret etmiyor. Seni seviyorlar bunu bile anlamadı. Sonra Kate de bir garipti. sürekli bir kendini feda etme durumu. Bunlar kızı yaratırken kendini feda edecek şekilde mi yarattılar anlayamadım orayı. Üstüne birde kötülükle savaş çıktı. Persephone düşündüğüm kadar gıcık ve kötüymüş. Hiç sevmedim. Henry'de onu öptü. Yok duygu ölçmeymiş bilmem ne? Sinir oldum kitaba. Ama bizim kız hamile kaldı ve doğurdu. Minik bir bebeği oldu. Henry de o andan sonra değişti. O ezik her şeyi kabul eden tanrı yerine tam bir aile babası gibi davranmaya başladı. Kitabın sonuna bayıldım. Başları saymazsak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder