Bianca annesi ve babası tarafından hep sıkı korumayla büyütülmüş bir genç kızdır. İnsanlarla pek anlaşamayan, çekingen ve asosyal olması durumunu daha da zorlaştırmaktadır. Bu yüzden annesi ve babası onu kendilerinin de orada öğretmenlik yaptığı Karanlıklar Akademisi'ne yazdırır. Bianca daha ilk günden akademiden kaçmaya kalkar. Böylece ailesinin onu anlayıp istediğini yapmasına izin vereceğini umar. Ama...
başrol erkek karakterimiz Lucas tarafından engellenir. İlk görüşmelerinde bile birbirinden etkilenen ikilimiz zamanla arkadaş olur. Lucas sürekli kızımızı kendinden uzak tutmaya çalışsa da sonunda dayanamaz ve bizimkiler çıkmaya başlar. İlk öpüşme deneyimleri sırasında Bianca Lucas'ı ısırır. Ve aslında bir vampir olduğunu öğrenir. Tabii bunu Lucas'tan saklar. Taki Lucas gerçeği kendi öğrenene kadar. Araya ayrılık girse de bizimkiler yeniden birlikte olmaya başlarlar. Bianca Lucas'ı ikinci kere ısırdıktan sonra da annesi ve babasına her şeyi anlatmak zorunda kalırlar. Tam işler Bianca için yolunda gitmeye başlarken Lucas'ın gerçek kimliğini öğrenmesiyle, kızımız aşkı ve ailesi arasında bir seçim yapmaya zorlanır. Aynı şey Lucas için de geçerlidir. Ya yıllardır ona öğretilen tabuları yıkacak, ya da ne olursa olsun Bianca'dan vazgeçmeyecektir.
Kişisel Yorumum:
Çok fazla spoiler vermemeye çalıştım. Zaten kitabın adından dolayı kızımızın bir vampir olduğunu az çok tahmin etmişsinizdir. İlk andan itibaren bunu bekliyordum. Ve sıkı durun ama Lucas'ı da doğru tahmin etmişim. Eric ile olan olaylar ve sürekli kızı koruma çabaları, sonra akademiden hoşlanmaması ve gizli yerlerde dolanmaları falan onun sırrını açık ediyordu. İkisi de aynı tür olsaydı çok sıkıcı olurdu :D araya illa ki engeller koymaları gerekir, değil mi? Hem Lucas bir keresinde Bianca'ya av-avcı ilişkisinden bahsetmişti. Ayrıca büyük büyük babası yüzünden camların kırılması da cabası. Hepsi Lucas'ın aslında akademinin düşmanı olduğunu doğruluyordu. Şu ana kadar kitabı okumasanız bile az çok siz de tahmin etmişsinizdir durumu :D Kitapta Bianca her konuda haklıydı. Ama Lucas'a kızdım. Bianca ona tüm sırrını söyledikten sonra, kendisi de açılabilirdi. Sonuçta Bianca gerçeği bilseydi ona yardım eder ve ikisi de mutlu mesut yaşardı. Ayrıca Bianca tam dedesinin olayını söylerken Lucas onun ağzını kapatır ya da başka bir türlü engelleyebilirdi. Bunun bir sürü yolu var. Yazar illaki açık verecek ya. Eric'in başına gelenleri de tahmin etmiştim. Yazarımız çok kolay tahmin edilebilecek biri bana göre. Ya da o kadar vampir kitabı okuduktan sonra her türlüsünü tahmin edebiliyorum. Ee birde bu kitap benim hikayemin bir ters versiyonu olunca otomatik olarak kendimi kitabın içine gömülmüş, bir sonraki hamleyi düşünürken hayal ettim. Eleştireceğim bir diğer yan ise Bianca'nın hiçbir tedbir almadan Lucas'ın yanına gitmesiydi. Bu kız onun kendisini kullandığını sanırken nasıl oluyor da bir sözüne eriyiveriyor? Ya, başından beri Lucas'a inanmalıydı ya da hemen ikna olmamalıydı. Hangimiz öyle bir durumda ikna oluruz ki? Bu bana inandırıcı gelmedi. Olayı kızın saflığına bağlayabiliriz o da ayrı. Sonu vampir olur inşallah bu Lucas'ın. Zaten o Kara Haç vampirlerden daha kötü bir grup her vampiri öldürmelerine gerek yok bazıları iyi sonuçta. (Kızın annesi ve babası gibi.)Şu okul müdiresi de Lucas'ın dedesinin sevgilisi çıkacak bence. Lucas'da dedesiyle aynı hataya düşmüş ve bir kız yüzünden ifşa olmuş olacak. Görürsünüz, demedi demeyin. Ve kitabın sonu o hediyeyi ben de bekliyordum ama mektup yazmasını değil. Biraz VA çakması bir seri olmuş. Dimitri'de Rose'a hançeri yollamıştı. Niyeyse bu ikiliden de aynısını bekledim ve gerçekleşti. Kitabı anladığınız üzere çok beğendim ki bu kadar konuştum. Su gibi akıp gitti kesinlikle okumalısınız. Sabırsızlıkla 2. kitabı bekliyorum...
Fantastik romeo-juliet ikilime puanım...
Puanım:10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder