Hikayemiz en son, kralın cadoloz Mallory ile evlenmesi için De Burgh erkeklerinden birini görevlendirmesiyle bitmişti. Oradan hikayemiz başlıyor.
Bizim şövalyeler çöp çekerler ve kısa çöpü çeken Geoffrey, De Burgh kardeşlerin en zekisi ve en naziği Mallory ile evlenmek zorunda kalır. Mallory ne kadar sabrını taşırmaya çalışsa da Geoffrey ona karşı kaba kuvvete başvurmaz. Ve her şekilde Mallory'i affeder. Hatta ondan etkilenir. Mallory aslında çok güzel bir kızdır. Fakat bakımsız saçları, kaba saba tavırları, sürekli küfür etmesi herkesin onu itici bulmasına sebep olur. Kitabı okudukça bunların asıl nedenini öğreneceksiniz. Neyse ikilimiz kavga dövüş derken birbirlerine aşık olurlar. Ama düşmanları onları yine rahat bırakmaz. Ve ikilimizin imdadına her zamanki gibi De Burgh kardeşler yetişir.
Kişisel Yorumum:
Geoffrey, Dunstan'ın aksine çok nazik, duyarlı ve mantığını kullanan biriydi. Zaten Mallory ile başka türlü baş edemezdi. Kızımız ise aksi, sinirli, durduk yere olay çıkaran bir karakter. Zaten ilk kitaptan beri kardeşler kızımıza cadı diyorlar ve çok haklılar tam bir cadıydı. Geoffrey sabretse de benim sabrımı taşırdı bu hatun. Ayrıca Geoffrey nasıl oldu da kızın dağınık saçlarına abayı yaktı anlamış değilim. Bütün kitap o saçlarla ilgili fantezi kurdu durdu. Bu da Geoffrey'nin içinde bir sapık yatıyor gibi hissettirdi bana. Yine de çok mağrur, terbiyeli Geoffrey De Burgh içinde kopan fırtınayı dışarıya belli etmedi. Kıza en başta aşık oldu bana göre. Ama bunu anlayana kadar kitap bitti. Yine kızı kaybettiği anda onu sevdiğini anlayan bir erkek karakterle karşı karşıyasınız anlayacağınız. Kitabın sonu da çok hoştu. Mallory'nin çirkin ördek yavrusundan kuğuya dönmesine bayıldım. Son olarak Geofrrey, Bana Dunstan'ın hikayesi kadar büyük bir zevk vermedi. Aslında ilk Geoffrey'i okuyarak seriye başlamıştım. O yüzden başta vereceğim puanım şimdi vereceğimden daha yüksekti. Fakat şu anda tüm kardeşleri okuyan biri olarak puanımı ortalama olarak vereceğim.
Puanım:7