Bu kitapta Alex'in Safkan'da işlediği cinayetin bedelini ödetmeye ant içen bir başbakanla karşılaşıyoruz. Ayrıca Alex uyanmaya yaklaştıkça yavaş yavaş işaretleri de beliriyor. Alex, Seth'de hoşuna gitmeyen davranışlar olduğunu keşfediyor. Ve Seth ondan ayrılıp başka bir yere gittiği anda yine büyük aşkı Aiden'e dönüyor. Bu sefer Aiden her zamanki soğuk karakter olmak yerine sonunda Alex'e karşılık vermeye karar veriyor. Ama bir sorun var adı da Seth. Apollon'umuz kendini kaybedip bir sürü kötü şey yapıyor ve en kötüsü de bundan pişmanlık duymuyor. Onu durdurabilecek tek kişi ise şüphesiz Alex. Bakalım Alex bunu yapmayı istiyor mu?
Kişisel Yorumum:
Not: Spoiler içerir.
Tanrı, benim ilk iki kitaptan beri beklediğim sahnelerle doluydu. Ben başından beri Aidenci olan biri olduğumdan bu kitapta ikilinin aşkını bekliyordum. Nedense yazarların bu huyuna gıcık oluyorum. İlk iki kitapta itme-çekme yaparlar. 3. kitapta da tüm sevilen karakterleri düşmana çevirir, asıl çifti ortaya çıkarırlar. Seth'in Alex'i kurutacağı başından beri bilinen bir gerçekti. Ve Safkan'da belirttiğim gibi Alex bu kitapta ihtiyacı olanla istediği arasındaki farkı ayırt edecek olgunluğa erişiyor. Bu beni hem sevindirdi hem üzdü. Çünkü ben başından beri Seth'in serinin sonunda öleceğinden korkarak ve ona bağlanmamaya çalışarak kitabı okudum. Yine de bu işe yaramadı. Bir yanım Aiden desede Seth için de mutlu bir gelecek bekledim.
Ama bu kitaptan sonra anladım ki Seth için o mutlu gelecek hiç gelmeyecek. Alex'i kapamayınca mutsuz olacağı bir gelecek Seth'i bekliyor. Yine de içimde bir umut var. Alex, Seth'deki o ufak tereddütü fark etmeseydi ya da Artemis ve Caleb umut olduğunu söylemeseydi bu umudumda olmazdı. Ayrıca diğer kahin Alex'e yeniden görüşeceğiz dediğine göre bildiği bir şeyler var. Hem Seth aslında kötü biri değil. Sadece Apollyon olmanın ona getirdiği ayrıcalıklardan dolayı şımarmış bir çocuk. Ee ne demişler:''Büyük güç büyük sorumluluk getirir.'' Seth'de haliyle bunu kaldıramadı. Alex, Aiden'e gerçekten aşık, bunu kitap boyu anlıyoruz. Yine de yazarın Alex ve Seth'in romantik anlar geçirtmesine anlam verebilmiş değilim. Büyük ihtimalle Seth'i kötü yaptığında Seth hayranlarının ona duyacağı kızgınlığı azaltmak istemiştir. Her zamanki gibi baş karakterlere hayran olan ama sonunda yan karakter için göz yaşı döken ben, bu kitapta da aynı şeyleri hissettim. Seth benim için Hush Hush serisinin Skype'ı ve VampirAkademesinin Adrian'ı gibidir. Sonu da Skype'a benzeyecek diye korkuyorum. Umarım yazar hepimizi şaşırtır. Ve Seth Skype, olmak yerine ikinci Adrian olur. Alex, Seth'i öldürmeden kendine getirmenin bir yolunu bulur. Aslında yolu çok basit. Seth her ne kadar bir tanrı katiline dönüşse de içinde hala sevdiğimiz, aşık olduğumuz Seth. Ve bu Seth, Alex'e derinden bağlı. Belki aşık değil. Ama Alex için canını bile verir. Alex'in tek yapması gereken de gerçek Seth'i açığa çıkarmak o zaman onu öldürmesine gerek kalmaz. Her şeyin sorumlusu ve başından beri sevmediğim Lucian'da umarım ölür. Kitabın sonunda Alex ve Aidan için mutlu bir son bekliyor bizi bundan eminim. Umarım Seth'de sonunda kendisine aşık olacağı birini bulur. Zaten Alex'e olan bağı aşk değil. Zorunluluktu. Ve en çok merak ettiğim konu Alex ve Aidan çiftinin çocuklarının nasıl olacağı. Malum bu kitabı okuyanlar bilir ki bir safkan ve melezin yakınlaşmasının yasak olmasının nedeni ikisinin çocuklarının Apollyon olmasıymış.
Bir Apollyon ve bir safkanın çocuğu neye benzer? Allah bilir.
Puanım:10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder