Kan Bağı Serisinin şimdiye kadar çıkan en güzel kitabı bana göre buydu. Yazar beni şaşırtmayıp yine aşkı yaşamayı 3. kitaba saklamıştı. Sizi daha fazla bekletmeden kitabımızı tanıtmak istiyorum. Kitap 2. kitabın bittiği yerden başlıyor. Sydney, Adrian'a olan duyguları karışık bir halde dolanıp dururken bir de Sonya'nın düğününe gitmek için bindiği uçakta Adrian ile yan yana oturmak zorunda kalır. Adrian bunu tesadüf gibi gösterse de biz tesadüf olmadığını biliriz. Adrian artık Sydney'e olan aşkını kabullenmiştir. Ama Rose da yaptığı hataları Sydney'de yapmaz. Gerçi çekilip onu duygularıyla baş başa bırakmak yerine hep saldırmayı tercih eder. Öte yandan Veronica adlı bir cadı büyü yeteneği olan kızlara zarar verip onların güzelliğini çalıyordur. Bu cadı Sydney'in öğretmeninin ablasıdır aynı zamanda. Öğretmenini kırmayan kahramanımız Adrian ile diğer kızları uyarmak için yollara düşer bu sırada birbirlerine de yakınlaşırlar. Ama araya Marcus adlı eski bir simyacının girmesiyle ikilimizin arası azıcık açılır. Marcus yakışıklı ve asi bir eski simyacıdır. Altın zambak dövmesini kırmış onun yerine mavi bir dövme yaptırmış ve simyacılardan ayrılmıştır. Kitap boyu Sydney'i kendi yanına çekmeye çalışır ama başaramaz. Sydney kalbinin sesini dinler ve Vampir Akademisinden beri dua ettiğim gibi Adrian da sonunda sevilir ve mutlu olur. Tabii ki her güzel şeyin bir sonu vardır. Ve Sydney odasına döndüğü anda kız kardeşi Zoe'nun da bir simyacı olduğunu öğrenir. Dahası Zoe artık Sydney ile görev yapacaktır.
Kişisel Yorumum:
Sonunda Adrian'ın aşkı için mücadele etme yönünü görüyoruz. Karşımızda daha büyümüş bir Adrian, kararlı, pes etmeyen bir erkek var artık. Sydney gördüğüm en sert kadın karakter. Ama düğünde yumuşuyor hatta Rose bile onların birbirlerine ait olduklarını düşündüğünü söylüyor. Bilirsiniz Rose imkansız aşkların kızıdır. Sydney burnunun dikine gitse de bundan sonraki tavırlarını çok merak ediyorum. Adrian ile ilişkisini bakalım nasıl saklamayı başaracak? Belki Zoe'da bir moroi ya da dampire aşık olur. Bu arada Jill Ve Eddie aşkının sonuçlanacağını hissediyorum. Angeline sonunda gerçek aşkını buldu. Kimliğini söylemeyeceğim sürprizi kaçmasın. Kısacası yorumum tamamen olumlu yönde kitabı okumalısınız :D
Ve yorumumu kitaptan en sevdiğim yerden alıntı yaparak bitiriyorum. Adrian'dan: "Sen onun kadar kayıp bir vaka değilsin. Yani Rose konusunda, onun Rus bir komutana olan destansı aşkını aşmak zorundaydım. Oysa seninle tek sorunumuz, türlerimiz arasındaki birkaç yüzyıllık ön yargılar. Benim için çocuk oyuncağı!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder