-->

28 Şubat 2013 Perşembe

Last Man Standing Serisi 4:Sonunda Bende Sevdim

Serimizin son kitabıdır. Bildiğiniz gibi 3. kitapta Daniel'de evlenince bahsi Oliver kazanmıştı. Ama Oliver bundan pek de memnun değildir. Aslında kendisinin kazanacağına ihtimal vermemektedir. Zaten kimse bahsi onun kazanacağı üzerine de bahis oynamamıştır. Oliver evliliğe tam olarak karşı değildir. Aşk evliliği yapmak istemektedir. Bahsi kazanmanın ödülü olan şilinleri yoldan geçen birine verir. Dilenci sandığı bu kadın aslında onunla evlenmek için gelen Leydi Kathleen MacDavid'ten başkası değildir. Kate kocası ölünce büyükannesinin bahsettiği lanete inanmaya başlamıştır. Efsaneye göre Norcroft Kontu Oliver ve kendisi evlenmezlerse lanet yüzünden tüm soyları tükenecektir. Kate gayet mantıklı bir kadın olmasına rağmen ailesi yıllardır büyüyle uğraşmaktadır. Ve Kate'e yardım etmek için bunu kullanırlar. Refakatçisi olan Hana Kate'i trenden atar. Kate hafızasını kaybeder. Ve Oliver'ın evine sığınır. Bu duruma en çok Oliver'ın annesi sevinir.İkili zaman geçtikçe birbirine aşık olur. Ama Kate hafızasını geri kazanınca işler değişir. Bunu Oliver'dan saklar. Fakat amcası ortaya çıkar sonra da Oliver'a lanetten ve Kate ile evlenmesinin zorunlu olduğundan bahseder. Oliver zaten Kate'e aşıktır. Onunla evlenmekte istemektedir. Ama bunun aptal bir lanet yüzünden olmasını kabullenemez. Bu yüzden kaçmaya karar verir. Yolda başına gelen çeşitli talihsizliklerden sonra Kate'e geri döner ve onunla evleneceğini söyler. Ama Kate lanetin Oliver'a zarar vereceğini düşünüp bunu reddeder. Oliver ise Kate'i bir lanet yüzünden kaybetmemeye kararlıdır. Bu yüzden sahte işaretler yaratarak Kate'i evlenmeye ikna eder. Aslında Kate Oliver'ın sahte işaretlerinin farkındadır. Ve lanet uzun zaman önce bozulmuştur. Bizimkileri bir araya getiren ise kaderdir. Sonunda evlenen dört arkadaş yıllar sonra bir araya gelirler. Ve çocuklarının düğünü dolayısıyla o konyağı içerler. 

Kişisel Yorumum:Benim için ''Adın Bende Saklı'' kadar güzel bir kitap değildi. Ama sonunu merak edenler okusun derim. Sonunda yazar yan masada aynı bunlar gibi dört genç erkek bulunduğunu belirtmiş. Ben de yeni serisinde onları mı kullanacak diye korktum bir an. Serilere başlayınca bitirmek zorunda hissediyorum kendimi :)

Last Man Standing Serisi 3: Adın Bende Saklı



Serinin 3. kitabında kalan son iki adamdan Daniel ile Leydi Cordelia Bannister'ın evlenmesini okuyacağız. Cordelia diğer Leydiler gibi evliliğe meraklı biri değil. Kendi seçtiği biriyle evlenmek isteyen bir Leydi. Bunun içinde refaktçisi Sarah gibi davranarak evleneceği erkeğin kâtibinden bilgi almaya çalışır. Ama bilmediği şey bu katip aslında evleneceği adamın ta kendisidir. Daniel evlenmek istememektedir. Zaten 2 güçlü rakibi yenmiştir. Bahsi kazanacağından emindir. Bu yüzden evlilikten kurtulmak için başka biri gibi davranmaya karar verir. Ama aynı oyunu oynayan müstakbel karısına gerçekten aşık olunca işler iyice karışır. Kahramanlarımız birbirlerine aşık olurlar ama adlarını bilmeden...
Kişisel Yorumum: Bütün seri içinde en heyecanlı olan kitaptı. bana eskiden izlediğim ''Müjgan Bey'' adlı diziyi anımsattı. Onunda konusu buna benziyordu. Sonunu da güzel bağlamışlardı. 

Last Man Standing Serisi 2:Kaderimde Sen Varsın

  Serinin 2. kitabında Nigel Cavendish ve Felicity Melville ilişkisini görüyoruz. Kitabın ilk serisini okumayanlar için hatırlatayım. Seri evliliğe karşı dört çapkın soylu beyin birer şilin ve bir konyak için bahse tutuşmalarını konu alıyor. Bahsin konusu da içlerinde evliliğe en uzun süre dayanabilme. 

 
Herkesin kesin kazanır gözüyle gördükleri Vikont Gide ilk evlenen oldu. Nigel ise evlenmek zorunda olduğunun bilincinde olan ama bunu baya bir süre ertelemek isteyen bir karakter. Nigel bir gün Felicity'e çapkınlıktan kaçarken yakalanır. Leydi Felicity Nigel'e ilk görüşte abayı yakar. Onunla evlenmek ister. Nigel ise bundan sürekli kaçmaktadır. Ama en sonunda Felicity öyle bir oyun oynar ki Nigel kendisini genç Leydi ile evlenmiş bulur. Felicity sıradan Leydilere benzemeyen sıradaşı bir kadındır. Nigel'e aşıktır ama yıldızlarada aşıktır. Nigel'in hep yıldızlardan gelen ruh eşi olduğuna inanır. Nigel ise evlenmelerinden karısını sorumlu tutarak ona sıradan aristokrat evliği ile yetinmesi gerektiğini gösterir. Ama Felicity asla azla yetinecek bir kadın değildir. Sonunda Nigel'i kendisiyle evlenmekle ne kadar doğru bir iş yaptığına ikna eder. Bunu da aşk sayesinde yapar.
Kişisel Yorumum:İlk kitaptan daha güzeldi. Nigel'in aşkı bana inandırıcı gelmedi kız o kadar zorladı ki sonunda sana aşığım demek zorunda kaldı. Diğer yandan Felicity her soylu kadında ki azme sahipti. Takdir etmedim değil. Bu kitabın birinci kitapla ilgisi yok. Ama konuyu daha iyi kavramak için isterseniz okuyun.
Puanım:7

Last Man Standing Serisi 1: Sonunu Bile Bile

 
Birbirinden çapkın ve evlenmek istemeyen 4 soylu beyfendi centilmenler klubünde bir bahse girerler. Ödül dördü arasından en son evlenmeden ayakta kalana verilecektir. Warton Viktontu Gide ödülü kendisinin alacağını düşünmektedir. Çoğunlukta aynı fikirdedir. Herkes ilk Oliver'ın evleneceğini ve bahsi kaybedeceğini düşünmektedir. Ama kaderin cilvesiyle Vikont'un yolu skandallar Leydisi Chester ile karşılaşınca değişir. Vikont'un tek amacı Leydi ile yatmaktır. Onunla evlenmek gibi bir niyeti yoktur. Leydi içinde aynı durum geçerlidir. Güzel Chester Vikont ile sadece gönül eğlendirmek istemektedir. Başlarda ikiside bu duruma iyi uyum sağlamışlardır. Ama işler planladıkları gibi gitmez ve ikili kendilerini evlilik yolunda buluverir.
Kişisel Yorumum: Bana aşkı çok hissettiren bir kitap değildi. Ama konusu ilgimi çektiği için diğer kitaplarınıda okuyup seriyi tamamladım. Vakit geçirmek ve okuyacak bir şeyiniz yoksa okuyun derim.
Puanım:6
2. KİTAP 
3. KİTAP 
4.KİTAP 

20 Şubat 2013 Çarşamba

Kraliyet Kardeşleri Serisi:3 Ömür Boyu Sürecek

 
Serinin son kitabıdır. Bu kitapta hiç meşru olmayan kardeş Gavin anlatılmaktadır. Gavin zengin, centilmen ve yakışıklı biridir. Ama babası hiç olmamıştır. Ve servetini kumarbaz olarak kazanmıştır. Prens onu evlat olarak kabul etmemiştir. Buda prensten nefret etmesi için yeterli bir sebeptir. Haversham Markizi Leydi Christabel kendisinden yardım istediğinde bunu babasından intikam almak ve bir Baron olmak için kabul eder. Genç kadınla yıllar önce karşılaşmışlardır. Gavin kocasınun borçlarını ödemesini isteyince Christabel onu silahla kovalamış hatta arabasına ateş etmiştir. Gavin hayatı boyunca bu kadar deli bir kadın görmediğini düşünürken, Leydi ondan yardım istemeye gelmiştir. Bir nedenden ötürü kumarbazların partisine katılması gerekmektedir. Ve iş bir partiye davetiye almaksa bunun yolu Gavin'den geçmektedir. Ama o partiye gidebilmek için kadının tek seçeneği Gavin'in metresi olmaktır. Christabel sahte bir metres olmayı önerir. Ama Gavin onu gerçekten istemektedir. Önceleri sadece merak ve o prens için önemli belgeleri elde etmek için kadına yardım eder. Ama zaman geçtikçe beraberlikleri tutkuyla yanan bir aleve dönüşecektir. Gavin belgelerde prensi alt edecek bilgiler olduğunu öğrenir. Bu belgeleri intikamı için kullanmak istemektedir. Ama Christabel belgeleri babasını kurtarmak için istemektedir. İkilimizin yolları amaçları doğrultusunda ayrılır. Fakat Gavin belgelerin sevdiği kadını kaybetmesine engel olmamaya karar verir. O mektuplara ulaşıp onları yakar. Böylece bir baronluk ünvanı ve Christabel'i kazanmıştır. Tabii Christabel'in yardımıyla en büyük yarası olan babasıyla yüzleşir ve sonunda kalbindeki yaranın ilacı olan kadınla ve kardeşleriyle mutlu mesut yaşar. Kraliyetin gayrimeşru üç prensi sonunda hayatlarının aşklarını bulmuş ve bir aile kurmuşlardır.

Kişisel Yorumum:Serinin öteki kitaplarına göre daha açık bir kitaptı. Gavin'e baya gıcık oldum. Ama çoğu yerde acıdım. Bana göre Gavin karısına kardeşlerinin eşlerine olan aşkından daha fazla aşıktı. Biriyle evlenmemek için yemin eden bir adamın tek bir kadına bağımlı hale gelmesini izlemek çok güzeldi. Bu serinin sonunda kardeşlerin birbirlerine olan sevgisinin arttığını görmek çok hoştu. Prens, belasını bulamadı ama o kadarda kötü biri olmadığını da öğrenmiş olduk. Sonunda her kitapta babalarının ölümü için lanet eden kardeşlerin ''Çok Yaşa Kral'' demesine de ayrıca bayıldım. Keşke serinin sonunda Galler Prensi'nin varisi bizimkilerden biri olabilseydi. Bu arada yazar her zaman yaptığı gibi diğer serilerinde de buradaki kahramanlarının adını kullanmayı ihmal etmemiş. Halstead Hall Serisi
diğer karakterlerinde içinde bulunduğu güzel bir seri.
Puanım:8 
1. KİTAP 
2. KİTAP 

Kraliyet Kardeşleri Serisi:2 Bir Prense Aşık Oldum

 
Bu kitapta benim en çok merak ettiğim kardeş olan Ejder'in hikayesini okuyacaksınız.Marcus yani Ejder vikont kızkardeşinin soyeteye taktimi için Alec ve eşine güvenmiştir. Ama kardeşi Dük Simon gibi prense yakın biriyle görüşünce buna karşı çıkar. Çünkü prens Marcus'un nefret ettiği öz babasıdır. Yüzündeki o lanet yara izinin nedenidir. Ve şimdide küçük kızkardeşine gözünü dikmiştir. Marcus buna kesinlikle izin vermemek niyetindedir. Fakat soyetenin göz bebeklerinden olan Acıması Olmayan Kadın lakaplı güzeller güzeli Regina ona meydan okuyunca Marcus'un aklına bir fikir gelir. Bu sayede hem kızkardeşini koruyacak hemde sosyete gülüne ejderle oyun oynamak neymiş öğretecektir. Marcus kadının ona bir ay boyunca partilerde eşlik etmesi karşılığında kardeşinin de Simon ile görüşmesine izin vereceğini söyler. Regina'nın bunu red edeceğine emindir. Ama aksi olur. Çünkü Regina, erkek kardeşine inanıyordur. Bu yüzden onun aşkına yardımcı olmaya kararlıdır. Yine de içine şüphe düşer. Bu yüzden kardeşiyle Marcus üzerine bir bahis oynar. Bu bahsi kazanırsa Regina Simon'un asıl niyetini öğrenecektir. Tabii ki Marcus'u sosyetik bir beye dönüştürebilirse. Marcus ise Regina'nın büyüsüne kendini kaptırmıştır. Başlarda onu kardeşini korumak için basamak olarak kullansada Regina'nın öpüşlerinin esiri olmuştur. Regina'da aynı şeyleri hissetmektedir. Marcus Regina'nın istediği gibi biri olmuştur. Artık sosyeteye girmiştir. Ama bunun Regina için bir iddia olduğunu anladığı an ondan uzaklaşmıştır. Regina ise hiç onurunu düşünmeden onunla aynı arabaya binmiş ve basılmaları sonucu ikiliyi evliliğe mecbur bırakmıştır. Marcus Regina'nın neden kimseyle evlenmediğinin asıl nedenini öğrenir. Genç kadın okuyamıyor ve beyninde bir sorun olduğunu düşünüyordur.  Marcus bunu çözmeye karar verdiği sırada Regina'nın ondan sakladığı sır ilişkilerini yerle bir eder. Fakat Regina, Marcus'tan bu kadar kolay vazgeçmez. O kendisinden vazgeçse bile buna izin vermez. Prens'in asıl niyetini öğrenen Marcus sonunda biraz olsun yumuşamıştır. Finalde ise Regina ejderi sonsuza dek kilit altına almayı başarır.

Kişisel Yorumum:Marcus'un aşağılamalarına dayanmam zor olsa da ona çok acıdım. Hayatın boyunca gayrimeşru olduğunun bilinmesi, zindanlara kapanman, yara izi vs bunlar tabii ki insanı hayattan soyutlar. Sonunda ikisi de birbirlerinin kusurlarını kabul etmeyi öğrenince çok sevindim. Yinede Simon ve Marcus'un Regina'yı umursamaz tavırları yüzünden bu kitaba puanım düşük olacak.

Puanım:7
 1. KİTAP
3. KİTAP 

Kraliyet Kardeşleri Serisi:1 Aşk Hırsızı

 
Serimiz Galler prensinin üç gayrimeşru oğlunun babalarına olan nefretleri yüzünden bir araya gelişlerini ve her birinin kendi çıkarları için  Kraliyetin Gayrimeşru Çocukları birliğine katılmasını anlatıyor. İlk kitapta Alec ve karısı Kate anlatılıyor. Alec bir kont olsa da fakirdir. Bunun içinde zengin bir varisle evlenmesi gerekmektedir. Ama uzun süre sosyeteden uzak kaldığı için kimseyi tanımamaktadır. Bunun için kardeşi kumarbaz Gavin'e ihtiyacı vardır. Ve fakir olduğu için bir arabası yoktur. Bunun içinde diğer kardeşi Ejder Vikonta ihtiyacı vardır. Ejder'in kızkardeşinin kendisine uygun bir koca bulabilmesi için kardeşlerine ihtiyacı vardır. Gavin ise sadece borçluların ona olan borçlarını ödemesini istiyordur. Gavin, Alec'e kendisine borcu olan Kate'i önerir. Katherine şu anda fakir bir kızdır. Ama evlendikten sonra dedesinin mirasına konacak ve çok zengin bir kadın olacaktır. Yıllardır şair arkadaşı Sydney ile evlenmenin hayalini kurmaktadır. Ama hala ondan bir teklif alamamıştır. Alec başlarda
Katherine'e Sydney'i kıskandırması için onu kullanabileceğini söyleyerek yaklaşır. Ama asıl amacı bu kadınla evlenip serveti ele geçirmektir. Kate'i kendine aşık eder evlenmeleri için gerekli bir durum yaratır. Ama Kate her şeyi öğrenip onu terk edince aslında istediğinin servet değil, kızın kendisi olduğunun bilincine varır. Aslında Alec ava giderken avlanmıştır. Hemde kalbini çalmaya çalıştığı bir hırsız tarafından...

Kişisel Yorumum:Sabrina'nın kitaplarını okumayı seviyorum. +18'lik bölümler olsa da diğer tarihi roman yazarları kadar aşırıya kaçmıyor. Ve hikayelerinde cinsellik yerine konunun büyüsüne kapılıyorsunuz. Neyse lafı uzatmadan konuya döneyim. Sydney'in asıl tercihi beni şaşırttı. Açıkçası Kate'e gerçekten aşık olup onun için savaşmasını isterdim. Alec bir sürü bölümde beni sinir etti. Ama kardeşlerin bu kitapta olmasada ileriki kitaplarda çok yakın olacağınında sinyallerini almak hoşuma gitti.  Kardeşler arasından en çok Ejder'i merak ediyorum. Ayrıca kardeşlerin her kadeh kaldırışta babalarına ettikleri lanete gülmeden edemedim. 

Puanım:7
2. KİTAP 
3. KİTAP 

19 Şubat 2013 Salı

Aşk Sarmalı

 

Zoe Armstrong, güzel, zeki ve şımarık bir genç kızdır. Çocukluğundan beri onunla ilgilenen Mercer Markisin'den hoşlanmaktadır. Ama onun asla kendisine bakmayacağını düşünen Zoe çareyi pervasızca davranıp, sosyetedeki erkeklerle takılarak geçirmektedir. Yaramazlıklarında en büyük destekçisi kuzeni Robert'tir. Zoe morali bozuk olduğu bir gün kuzeni Robert ile uygunsuz bir vaziyette yakalanınca onunla nişanlanmaya mecbur bırakılır. Ama Robert'in sevdiği başka bir kadın vardır. Zoe onun için sadece bir arkadaştır. Ve Zoe'da  Robert'in ağabeyi Stuart'a aşıktır. Bu ilginin tek taraflı olduğunu düşündüğü sırada Stuart onunla ilgilenmeye başlamıştır. Zaten Marki Zoe genç kız olduktan sonra her erkek gibi gözlerini ondan alamamaktadır. Sadece bunu kendisine itiraf edememiştir. En sonunda ikilimiz birbirlerine olan hislerini kabul ederler. Bir süre mutlu mesut ilişkilerini sürdürürler. Ta ki Robert ortaya ağır yaralı bir şekilde çıkana dek... Robert gerçekten istediği kadına sahip olursa ikilimiz aşklarına kaldıkları yerden devam edebileceklerdir. Ama bu kadın, aldatıldığını düşündüğü halde Robert'a geri dönecek mi? Bunu okuyup öğrenin.

Kişisel Yorumum: Genelde kendimi tutamayıp kitapları özetleyip her şeyi yazsamda bu sefer kendimi tutmayı başardım. Kitap aynı adı gibi Aşk Sarmalıydı. Tam bir kördüğümdü. Gerçi düğümler çözülünce her şey yerli yerine de oturdu. Zoe gibi birini ancak Mercer Markisi kontrol ederdi.

Puanım:7

Mektubumu Aldın mı?

 
Felicity Langley fakir ama hırslı bir genç kızdır. İlk reveransını yaptığı günden bu yana bir dükle evlenme hayalini kurmaktadır. Bunu sırf hayalde bırakmayarak Hollindrake Dükü'ne mektup yazar. 4 yıl boyunca dükle mektuplaşmıştır. Artık onunla evleneceğine kesin gözüyle bakmaktadır. Genç kızın bilmediği şey ise genç dük yerine başka biriyle yazıştığıdır. Dük ise şehre geri dönmüş ve kendisini onun nişanlısı olarak gören bu kızdan bir an evvel kurtulmayı planlamaktadır. Ama kızı görünce birde üstüne kız onu uşak sanınca işler sarpa sarar. Thatcher kızdan gerçeği gizledikçe onunla yakınlaşmakta ve her geçen an ondan etkilenmektedir. Aynı şey Felicity için de geçerlidir. Thatcher kızı istiyordur ama onunla parası için değil, aşkı için evlenmesini istiyordur. Felicity ona uşak haliyle aşık olur ve kendisiyle evlenmeyi kabul ederse gerçek bir düşes olmayı hak edecektir. Felicity sınava tabi tutulduğundan habersiz uşağına aşık olur. Onunla kaçıp evlenecek kadarda ileri gider. Thatcher sevgilisine gerçeği söylemeyi erteledikçe işler karışmaktadır. Felicity, Thatcher ona gerçeği söylemeden gerçeği kendi kendine öğrenir. Ve büyük bir hayal kırıklığının ortasına düşer. Artık düşes olmak istemeyen genç kadın zaten düşes olmuştur. Üstelik kocasına aşıktır. Tek sorun kocasının sandığı kişi olmaması ve aldatılmanın verdiği kalp kırıklığıdır. Dük karısını yeniden ikna edip, mutluluğa ulaşacak mı? Bunuda okuyup öğrenin.

Kişisel Yorumum:Çok beğenerek okuduğum bir kitaptı. Thatcher beni sinir eden kasıntı kontlardan çok öte nazik biriydi. Aşkı sonuna kadar hissetmek isteyenlere tavsiyemdir.Tek sorun söylediği yalanı fazla uzatması oldu. Felicity ise çok sıradışı, güçlü bir kadın karakterdi. Ona da bayıldım.

Puanım:8

18 Şubat 2013 Pazartesi

Hellions of Halstead Hall Serisi 3:Sır gibi sakladım

 
Seri başladığından beri en çok merak ettiğim kızkardeşlerin aşkıydı. Minerva'da çok sevdiğim bir karakterdi. Aslında Minerva ve Giles'in birlikte olacağı ilk kitap Bozulan Yeminler'de belli edilmişti. Dikkatli bir okuyucuysanız Oliver Maria'yı kurada dans partneri çekmek için hileye başvurmuştu. Ardından Giles'de Minerva'yı çekmişti. (Ben kader olduğuna inanmıyorum. ) Konumuza dönecek olursak, serinin takipçileri Minerva'nın gotik romanlar yazdığını bilirler. İki ağabeyi evlenince sıra ona geldi. Oda çareyi gezeteye ilan vererek koca bulmakta buldu. Bu büyükannesini delirtecek ve Minerva evlenmek zorunda kalmayacaktır. Diğer taraftan Minerva'nın gotik romanlarının kötü karakteri aslında Giles Masters'tır. Ve romanlarında Minerva onun bir ajan olduğunu yazmıştır. Aslında bu gerçeğin ta kendisidir. Minerva Masters'a anne ve babasının cenazesindeki günden beri aşıktır. Ağabeyleriyle arkadaş olan ve tam bir hovarda olan Masters, Minerva'yı bir geceki davette öpmüştür. Bu olaydan sonra Minerva'nın en gizli tutkularını süslemektedir. Masters ise ajan kimliğini saklamak için Minerva ile evlenmek ister. Başlarda ki amacı buda olsa genç kadınun tutkusu gözlerini kör eder ve Masters ona aşık olur. İkilimiz bir aşk evliliği yaparlar. Aynı zamanda bu seride anne ve babasının ölüm nedenlerine çok yaklaşmışlardır. Yine de sırlar sıraları getirir. Kahramanlarımız hayatlarını tehlikeye atarak sırrı çözmeye adım adım yaklaşırlarken ileri ki serilerdeki çiftleri de bu kitapta göreceğiz.
 
Kişisel Yorumum:Serinin 3 kitabı içinde en çok bunu beğendim. Minerva çok zeki ve kendine güvenli bir karakterdi. Ezikleri sevmediğim için Minerva'ya  bayıldım. Ve Masters'a aşık olmamak elde değildi. Ayrıca tüm erkeklerin kıskandığı dedektifimiz ise Celila'ya aşık gibi görünüyor. Bu seride Gabriel'in aşık olacağı karakteri de göreceğiz. 

Puanım:10


1. KİTAP
2. KİTAP
4. KİTAP
5. KİTAP

Hellions of Halstead Hall Serisi 2: Yatağımdaki Serseri


Serimizin ikinci kitabında, kumarbaz serseri Lord Jarret Sharpe ve Annabel Lake'nin aşkı işlenmektedir. Jarret büyükbabasının küçükken birahaneyi ona bırakacağını söylemesinden sonra orayı hep kendisine ait saymıştır. Bu yüzden büyükannesinin verdiği vasiyete uymak istememektedir. Ve onunla bir anlaşma yapar. Birahaneyi eski gücüne kavuşturacak kadar yetenekli olduğunu büyükannesine ispatlarsa birahane onun olacaktır. Tabii onunla ortak olmak istediği ailenin kızı Annabel ile karşılaşana kadar. Annabel ağabeyi işe yaramazın teki olduğu için tüm yükü kendi göğüslemiş genç bir kadındır. Jarret onu ilk gördüğü anda aralarında bir kıvılcım çaksa da bu güzel kadının teklifini geri çevirir. Bunun üzerine Annabel hayatının teklifini sunar. Jarret ile kumar oynayacaktır. Kazanırsa Jarret yeni ortakları olacak, kaybederse Annabel onunla bir gece geçirecektir. Ve Annabel kazanır. Jarret Annabel'in ortağı olunca onu ve ailesini daha yakından tanıma isteği bulur. Annabel'i bakire sanan Jarret çok yakında gerçeği öğrenecektir. Annabel ile evlenmek isteyen kahramanımız bakalım Annabel'i buna ikna edebilecek mi?

Kişisel Yorumum:Kitap +18 için uygundu. Annabel'in çok önemli bir sırrı vardı. Ama bunu keşfetmesi kolaydı. Rahatlıkla  anlayabilirsiniz. Jarret Annabel'e gerçekten aşık olduğunu hissettirdi. Bu kadının romanlarını ondan seviyorum. İliklerinize kadar aşkı hissedebiliyorsunuz. Ve maalesef ki ailesinin cinayeti ile ilgili olan sır perdesi hala kalkmadı. Son kitaba kadar yazar bizleri merakta bırakmayı seviyor.

Puanım:8

17 Şubat 2013 Pazar

Hellions of Halstead Hall Serisi 1:Bozulan Yeminler


Serinin ilk kitabı olan bu kitapta, olaylar 19 yıl önce kahramanlarımızın anne ve babasının trajik ölümüyle başlar. 5 kardeşte bu olayı unutamaz ve hepsi serserilere dönerler. Onlara Stoneville'nin yaramaz çocukları denmiştir. En büyükleri Oliver çapkındır, parayı kadınlara harcamaktan başka bir işe yaramayan bir markidir. Jaret bir kumarbazdır. Minerva gotik romanlar yazan bir kızdır. Üstelik bu romanları kendi adıyla yazmaktadır. Gabriel ise yarış tutkunudur. Bu yüzden ona Ölüm Meleği adını takmışlardır. En küçükleri Celia ise bir bayana yakışmayacak şekilde silah kullanmayı seven bunda başarılı olan biridir. Büyükanneleri bu duruma el atmaya karar verir. Ve tüm torunlarının 1 yıl içinde evlenip çoluk çocuğa karışmadıkları takdirde mirasından men edileceklerini söyler. Oliver büyükannesinin bunu sırf onu cezalandırmak için yaptığını sanıyordur. Ama yanılıyordur. O sırada nişanlısını aramaya gelen Amerika'lı güzel Maria ile yolları kesişir ve onu büyükannesinin nefret edeceği bir kılığa sokarak sahte nişanlısı olarak malikanesine getirir. Maria sırf nişanlısını bulmak için bu oyunu kabul etmiştir. Ama büyükanne ikilinin arasındaki uyumu görünce onlara bir oyun oynar. Dahası bu oyunda diğer torunları da ona yardım etmektedir. Oliver başlarda oyun olarak başlayan bu ilişkinin sürmesini istemektedir. Ancak Maria'ya metresi olmasını teklif ettiği anda o şansını da kaybeder. Oliver kardeşlerinin Maria'yı ondan saklamasıyla Maria'ya olan aşkını fark eder.
On dokuz yıl önce olan olaydan kendisini sorumlu tuttuğu için başta Maria'dan uzak dursa da zamanla ona olan aşkı Oliver'i değiştirir. Ve Maria'yı kimseye vermemek için onunla evlenmeye karar verir. Maria buna karşı çıkınca onu mecbur edecek bir duruma sokar. Sonunda ikilimiz evlenir. Büyükannenin azla yetineceğini sanan diğer kahramanlarımız çok yanılıyorlardır. Çünkü büyükanneleri sadece Oliver'ın değil hepsinin aşkı bulup evlenmelerini istiyordur. 
Üstelik bu sefer yalnız değildir. Oliver'da onu desteklemektedir.

Kişisel Yorumum:Kitap +18 o yüzden küçük yaştakilerin okuması sakıncalı. Benim çok beğenerek okuduğum bir kitaptı. Başından sonuna elimden düşürmeden 1 gecede bitirdim. Kardeşlerin birbirine ona olan bağlılığı beni çok derinden etkiledi. Oliver'a olan kızgınlığım başına gelenleri öğrendikten sonra geçti.Onun Maria'ya gerçekten aşık olduğunu fark ettim. Ayrıca bu kitapta olası iki damat adayınında adı geçti. Kim olduklarını okuyunca tamin edeceğinizi umuyorum. Çok belliydi ben rahatlıkla ettim. 

Puanım:9

Ölümcül Oyuncaklar Serisi:4 Düşmüş Melekler Şehri

 
Ölümcül Oyuncaklar Serisinin 4. kitabı olan Düşmüş Melekler Şehrin'de hiçbir şey eskisi gibi değildir. Valentine ölmüş, Jace ve Clary artık sevgili olmuştur. Ve Simon biri gölge avısı, diğeri kurt adam olan iki güzel kız ile çıkmaktadır. Ama iki kızında birbirinden haberi yoktur. Alec ve Marcus ilişkisi sallantıdadır. Clary'inin annesi yakın bir zamanda evlenecektir. Kısacası her şey çok karışmıştır. Jace rüyasında sürekli olarak Clary'i öldürdüğünü görmektedir. Bu yüzden ondan uzak durmaktadır. Ama Clary bunu yanlış anlamaktadır. Bu ilişkileri için büyük bir engeldir. Bazen aşk her şeyi çözmeye yetmez. Bu yüzden iki aşık zorlu bir aşamadan geçtikten sonra sessiz kardeşlere durumu haberdar etmeye yola çıkarlar. Bu sırada aşağı dünyada da işler yolunda gitmemektedir. Vampir klanının lideri Simon ile anlaşma yapmak, onu yanlarına çekmek istemektedir. Ayrıca Simon'a dikkat etmesi için gönderilen bir de kurt adam Kyle vardır. Onunda kendine göre amaçları vardır. Amaçları Simon'un sırrını açık etmiştir. Sonunda Simon  iki kız arkadaşından da olmuştur. Simon bu kitabın kilit noktasıdır ve Jonathan'ın hayata geri gelmesinde önemli bir rol oynar. Kitabın sonunda Jonathan ve Jace birbirine bağlanmıştır. Bundan sonra Jace yada Jonathan'dan biri ölürse diğeri de beraberinde ölecektir. Acaba Jace'nin içindeki melek kanı Jonathan'ını iyileştirebilecek midir? Clary gerçek bir ağabeye sahip olabilecek midir? Tüm bunları serinin 5. kitabında öğreneceğiz.

Kişisel Yorumum:Kitapta ağırlıklı olarak Simon'un duygularına önem verilmiş.Daha çok Izzy ve Simon sahnesi görmek isterdim. Onlarda ileride ki bölümlerde sevgili olacaklar gibi. Ve bu yasak bir aşk olacak. Ben Jonathan'ın hep iyiliği seçeceğini düşündüm ve öyle de olacak bence. O da Simon'un kardeşine aşık olabilir. Jace kendine lanetli gibi davranmaktan ne zaman vazgeçer bilmiyorum. Ama şu adama baba demesi sinirime dokunuyor. Artık yeter yani gerçekleri de bildiği halde baba demeyi kesmiyor. Ve son olarak umarım yazar konuyu daha da dağıtmaz. Kitabı uzattıkça saçmalamaya başlıyor.

Puanım:7


15 Şubat 2013 Cuma

Lairds' Fiancees Serisi 2. Kitap: Düğün

 
İskoç soylusu Alec'in erkek kardeşi Connor babası küçükken ölünce onun katilinden intikam almak için yaşamaya başlar. Çocukluğundan beri içindeki öfkeyi büyüten Connor babasının ölümünde parmağı olduğunu düşündüğü McNare'e zarar vermek için, onun nişanlısı olan ingiliz soylusu Brenna'yı kaçırır. Brenna sıradan ingiliz soyluları gibi ürkek bir kız değildir. Asi, inatçı, dediğim dedik bir kızdır. Ama Connorla evlenmeye razı olur. Başından beri Connor'dan hoşlanan Brenna Connor'un asıl niyetinden habersizdir. Onunla kendisinden hoşlandığı için evlendiğini düşünmektedir. Connor şimdiye kadar abisi Alec hariç kimseden emir almamış her istediğini elde etmiş biridir. Ama karısı Brenna onunla inatlaşıyor ve her şeyin kendi istediği gibi olmasını istiyordur. Connor Brenna'ya elinden geldiğince imtiyaz tanıyordur. Brenna ile evine döndüğünde annesi ve üvey kardeşiyle beraber yaşamaya başlarlar. Connor babasının karısı olan bu kadına çok değer vermektedir. Brenna sırf bu yüzden üvey kayınvalidesinin saçma sapan isteklerine boyun eğmektedir. Fakat kadının son isteği bardağı taşıran son damladır. Kadın Brenna'nın oğluyla ilişkiye girmesini buyurmuştur. Kocasını çok seven Brenna buna dayanamaz ve Connor'un üvey kardeşini öldürür. Sonra da evden kaçar. Connor gerçeği öğrenince çok öfkelenir ve üvey anneyi evden atar. Brenna'yı evine geri getirmek için yola çıkar. Ama karşısında yumuşak huylu Brenna yerine Connor'un sakladığı gerçeği bilen ve eve dönmek istemeyen Brenna'yı bulur. Connor onu ikna eder, aşkını itiraf eder ve evlerine dönerler. Bu sefer evlilikleri intikam için değil kendileri için başlamıştır.

Kişisel Yorumum: Brenna sıradan çekingen genç kızların aksine oldukça tutkulu bir kızdı. Hatta Connor'dan daha tutkulu diyebilirim. Kocasına deli gibi aşık olmasını anlayışla karşıladım ama bu kaynanasının saçma isteklerine anlayış göstermesi hiç Brenna tarzı olmamış. Connor'a gelirsek beni Alec'den daha çok sinir etti. Kıza olan aşkını hiç hissetmedim. Yine de bu kitabı da bir gece de bitirdim. Ayrıca az da olsa Alec ve karısını da bu kitapta görmek beni sevindirdi. Mary'den sonra başka çocukları da olmuş. Bu kitaptan önce onu okumanızı tavsiye ederim. Ama iki kitap birbirinin devamı olmadığı için okumasanız da olur.

Puanım:7 

Lairds' Fiancees Serisi 1. Kitap:Gelin

 
İskoçya'nın en büyük toprak sahibi ve savaşçısı olan Alec Kincaid kralın verdiği emirle İngiliz bir kızla evlenmek zorundadır. Alec kendine eş olarak Baron'un en küçük ve asi kızı olan Jamie'yi seçer.  Jamie, asi, inatçı yerinde duramayan bir kızdır. Alec'den nefret etmekte ve onu kendinden uzaklaştırmanın yollarını aramaktadır. Ama zaman geçtikçe ona aşık olduğunu fark eder. Alec Jamie'yi gördüğü ilk andan beri ondan etkilenmektedir. Lakin savaşçı gururu Jamie'ye aşık olduğunu itiraf etmesine olanak vermez. Alec bu hırçın kıza bir iskoç kadınına vereceği değerden daha fazlasını vermektedir. Jamie'nin onunla inatlaşmasını, ona karşı gelmesini bile seviyordur. Sonunda Jamie'ye olan aşkını itiraf eder. Ve ikisi de mutlu mesut yaşarlar. Bol tutku ve aşkın bir arada olduğu bu kitap, 18 yaş ve üzeri okuyuculara göredir. Benden söylemesi küçükler okumasın.

Kişisel Yorumum:Tarihi aşk romanı okumayı sevenler kesinlikle bu seriye bayılacaklardır. Alec beni zaman zaman sinir etse de Jamie'de hak etmedi değil. Not: Seri Alec'in kardeşi Connor ile devam ediyor. Ama o kitapta Alec ve Jamie'ye fazla yer verilmemiş. İsterseniz 2. kitabı da okuyun. Alec ve Jamie'nin sonunu orada görebilirsiniz.

Puanım:9

Düşüş Serisi 3. Kitap: Tutku

 
Luce ikinci kitapta bir duyurucuya atlamış ve zamanda yolculuk yapmaya başlamıştır. Onun peşinden Daniel, Cam, Miles, Shelby'de duyurucuya atlarlar. Luce zamanda yolculuk yaparak eski benliklerinin Daniel'a neden aşık olduğunu çözmeye çalışmaktadır. Ve her seferinde geçmişteki Luce yanarak ölmüş ve Daniel'i tek başına bırakmıştır. Luce yolculukları sırasında yanında Bill'i bulur. Bill ona yardım ederek zamanda yaptığı yolculuğu kolaylaştırır. Daniel ise Luce'u her seferinde kıl payı kaçırıyordur. Geçmişte ki benlikleri ile yüzleşip acısına acı katıyordur. Luce bu yolculuklar sırasında Daniel'ın kendisini ne kadar çok sevdiğini anlamıştır. Aynı şekilde eski benlikleri de ölürken mutlu bir şekilde ölüyorlardır. Luce laneti çözemeyeceğini anlayınca her şeye bir son vermesi gerektiğini düşünür. Bill ona bunu nasıl yapacağını anlatır. Ama Luce Daniel ile buluşunca bundan vazgeçer. Lanetlide olsa aşkından cayamaz. Ve o sırada Bill gerçek kimliğini gösterir. Luce'a yapacaklarını anlatır. O dünyayı alt üst ederken Luce'da yanında durup bunu izleyecektir. Ama Daniel herzaman ki gibi yetişir. Daniel düşüşten önce ki başlangıca gitmiş ve tanrıdan merhamet dilemiştir. Tanrı'da bunu kabul etmiştir. Artık her şey çok farklıdır. Şeytan dünyayı yok edecektir. Ve onların düşüşten önce çok az vakitleri vardır. 

Kişisel Yorumum:Kitap geçmişteki yolculuklarda geçti, bu beni biraz sıktı. Bill'in kötü bir şey çıkacağı belliydi. Daniel her zaman Luce'u önemsemiş bunu da çok açık bir şekilde gösterdi. Luce'da sonunda doğru yolu buldu. Bundan sonra gözü Daniel'den başkasını görmez.

Puanım:7
 

Düşüş Serisi 2. Kitap:Azap

 
Serinin ikinci kitabı olan Azap'ta Luce yeni bir okula başlamıştır. Bu okulda melekler ve insanların çocukları olan nefilimler ve normal çocuklar bir arada okumaktadır. Luce nefilimlerle aynı sınıftadır. Bu sınıfta kendisine yeni arkadaşlar edinmekten çok mutlu olan Luce sürekli Daniel'i özlemektedir. Daniel ise Cam ile 18 gün süren bir anlaşma yapmış, bu süre içinde öldürebildiği kadar sürgün öldürmeye çalışmaktadır. Yine de Luce'a her zaman vakit ayırmaya çalışmaktadır. Luce okulda Miles ve Shelby adlı iki nefilimle yakınlaşır. Miles, Luce'a Daniel'in kendisi için doğru seçim olmadığını düşündüren bir erkektir. Shelby ise Luce'un oda arkadaşı olan başlarda ondan nefret etse de sonradan en yakın arkadaşına dönüşen nefilim bir kızdır. Luce bu kitapta gölgelerin anlamını öğrenmiştir. Ve onları nasıl kullanılacağını öğrenerek geçmişte yolculuk yapmaya başlamıştır. Tabii bu yolculuklar sırasında yanında yeni arkadaşları da vardır. Daniel ise Luce'a sürekli yasaklar koyup onu güvende tutmaya çalışmaktadır. Bu da ikilinin arasını kötü hale getirmektedir. Luce Daniel ile arasına mesafa koyma kararı alıp Miles ile yakınlaşmıştır. Şükran gününde evine arkadaşlarını davet eden Luce bir anda Cam'de dahil tüm melekleri evinde bulur. Ailesi dışarı çıktığı sırada Luce'u öldürmek isteyen sürgünler ortaya çıkar. Luce'u bu durumdan hiç beklenmeyen bir kişi kurtaracaktır. Ama sonunda Luce geçmişiyle yüzleşmeden bu laneti çözemeyeceğini keşfeder. Daniel'a olan aşkının lanet yüzünden mi yoksa olması gerektiği için mi olduğunu öğrenmek için bir duyurucuya atlar...  Daniel'da hemen peşinden gider. Bakalım bundan sonra neler olacaktır? Devamı Tutku'da.

Kişisel Yorumum:Luce'un şımarık tavırlarından hoşlanmadım. Daniel ona yasak koyarak sadece Luce'u korumaya çalışıyor. Onun için nelerden vazgeçti ve Luce hala Daniel'ın aşkını sorguluyor. Onu geçtim bu kız ilk kitapta Daniel'ın peşinden kendisi koştu. Nasıl lanet yüzünden olduğunu düşünebilir ki? Miles'a kızmıyorum. Ama Luce bu kitapta beni sinir etti. Çok çocuksu ve saçma davranışları vardı. Hep kendi bencilliğini düşündü. 

Puanım:7

14 Şubat 2013 Perşembe

Düşüş Serisi 1. Kitap


Düşüş serisi şimdiye kadar okuduğumuz bir çok melek kitabıyla aynı mantıkta işlenmiş.  Yine kovulmuş melekler ve meleklerin insanlarla olan ilişkilerinden doğan nefilimler var. Ama ana karakterimiz olan Luce sıradan bir insan. Gerçi pek de sıradan sayılmaz. Ne de olsa kimsenin göremediği gölgeleri görüyor. Yinede bu onun 17 yaşında ki bir genç kız olduğu gerçeğini değiştiremiyor. Luce ve erkek arkadaşı birlikte eğlendikleri sırada erkek arkadaşı yanarak ölüyor. Ve herkes Luce'u yangını çıkartmakla suçluyor. Ailesi de onu suçluların okuduğu bir okula gönderiyor. Hikayemiz burada başlıyor.
 Luce burada yakışıklı Cam ile tanışır. İlk başta ondan etkilense de her şey Luce'un Daniel'i gördüğü an değişir. Luce onu yıllardır tanıyormuş gibi hissediyordur. Ancak Daniel bunun aksini iddia etmekte ve Luce'a soğuk davranmaktadır. Luce kendini Cam'e doğru çekilirken bulur. Kalbinde Daniel olsa da hayatına devam etmesi gerektiğini düşünen Luce, Cam ile takılmaya başlar. Tabii buna dayanamayan Daniel olaya el atar. Luce ile öpüşür. Ve sonra şaşırtıcı bir şey olur. Luce yanmamıştır. Bunun üzerine Daniel ona tüm gerçeği anlatır. Daniel aslında düşmüş bir melektir. Ve yıllardır Luce'a aşıktır.  Luce her 17 yılda bir dünyaya tekrar geliyor, Daniel ile sevgili oluyor ve tam mutlu olduğunu sandığı anda yanarak ölüyordur. Bu onların lanetidir. Ancak bu sefer her şey farklıdır. Çünkü Luce bu kez vaftiz edilmemiştir. Ve reankarne olamayacaktır. Luce bu sefer öldüğünde tamamen yok olacaktır. Daniel ve arkadaşları bunun olmasına izin vermemek için çareler ararlar. Ve tek çare Luce'u başka bir şehre yollamak ve sürgünleri yakalamaktır. Yıllara meydan okuyan bir aşkın hikayesini okumak isteyenler bu kitabı kaçırmasınlar.

Kişisel Yorumum:İlk yarısı çok sıkıcıydı. Daniel ileri geri tavırlarını sürdürdükçe sinirlerim bozuldu. Gerçekler çok geç açığa çıktı.Yine de kitabı bir gece de bitirdim.

Puanım:6

Kan Bağı Serisi 2. Kitap:Altın Zambak

 
Sydney bu kitapta simyacılar tarafından kahraman olarak görülüyor. Kan Bağın'da yaptığı cesur hamleler ona karşı olan suçlamaları da ortadan kaldırdı. Ama gerçek ne yazık ki öyle değil. Çünkü Sydney aslında vampirler ve dampirlerden nefret etmiyor. Hatta artık onları arkadaşı olarak görüyor. Kan Bağı'nın sonunda Dimitri gelmişti. Bu kitapta onu sık sık okuyacağız. Ama Roze yok. Adrian hala Dimitri'den nefret etse de artık Roze'u aştı. Sydney ise kendini Adrian'dan kurtarabilmek için yeni bir sevgili buldu. Bu çocuk Sydney'e tam anlamıyla uyuyor. Hatta ruh ikizi diyebiliriz. Yine de Sydney'in aklı Adrian'da. Adrian ile birlikte onun babasıyla bile görüşmeye gitti. Babasının Adrian'ı aşağılamasına dayanamayan Sydney Lissa'nın Adrianı babasına karşı övmesini bile sağladı. Bu arada Sonya ve Dimitri deneyleri için Sydney'in kanını istiyor. Çok baskı sonucu dayanamayan kızımız kanını sonunda verdi. Sydney ve Adrian kendilerini koruma dersleri aldılar. Hatta Sydney Adrian'a araba kullanmayı öğretti. Jill ile yakınlığı giderek arttı derken bu seferde Simyacıların vampirleri öldüren kötü niyetli grubu karşımıza çıktı. Sonya'yı kaçırdılar. Ve Sydney tüm tehlikeye rağmen onu kurtarmaya yola çıktı. Adrian 'da onun peşinden gitti. Sydney dünyayı kurtarmaya çalışırken yeni sevgilisi onun bu sorumsuzluğuna dayanamayıp kızımızı terk etti. Sydney Adrian'la yalnız kaldı ve bu sefer ilk kitaptan beri beklediğim o an geldi Adrian Sydney'i öpüp ondan hoşlandığını söyledi. Araba kullanmayı bildiği halde sırf Sydney ile vakit geçirebilmek için numara yaptığına varana kadar itiraf etti. Ama Sydney kapıyı çarpıp gitti.

Kişisel Yorumum:Bu kitabı sevdim. Temposu düşük değildi. Adrian gittikçe olgunlaşıyor Sydney onu iyi biri yapıyor. Roze ile beraberken Adrian sadece Roze ne isterse onu yapıyordu. Ama Sydney'den kendisini saklamasına gerek yok. Kendisi olabilir. Sydney'i de en iyi anlayan kişi Adrian ama aralarında aşmaları gereken çok uzun bir yol var. Ve bu kitapta ileri ki kitaplarda ortaya çıkacak bir aşkı daha gördük. Jill ve Eddie bakalım hangi kitapta birlikte olacaklar. Yine de yazar beni şaşırtmadı, Adrian ve Sydney arasında 3. kitapta ilişki başlatacak. 3. kitabın ön okumasını okumuştum. Ve Adrian ile Sydney'in uçakta ki o kısacık konuşması bile bol aşklı bir bölümün bizi beklediğinin habercisi. Bu seri Vampir Akademisini geçecek böyle giderse.

Puanım:8 

1. KİTAP 
3. KİTAP

Kan Bağı Serisi 1. Kitap


Evet. Vampir Akademisi serisini okuyan herkes bu serinin kahramanlarını tanıyordur. Vampir Akademisin'de Roze'a deli gibi aşık olan ama aşkını Dimitri'ye kaptıran çapkın Moroi Adrian ve Simyacı Sydney bu serinin baş kahramanları. Hatırlamayanlar için tekrar bir tanıtayım. Moroiler: Bizim bildiğimiz vampirler. Ama onlar gönüllü olan insanlar harici kanla beslenmeyen iyi ve soylu vampirler. Her Moroi bir elementi kontrol ediyor. Adrian ruh elementini kontrol ediyor. 
Simyacılar ise: Yanaklarına altın zambak dövmesi işlenmiş insanlardan oluşan bir grup. Görevleri vampirlerin ya da dampirlerin avladıkları kötü vampirler olan shinigamilerin cesetlerini yok etmek. Bir nevi insanlarla vampirler arasında ki dengeyi sağlıyorlar.
Sydney'i tanıyanlar onun vampirlerden ve dampirlerden ne kadar nefret ettiğini, vampirleri gecenin şeytani yaratığı olarak çağırdığını bilirler. Ama Vampir Akademisi'nin son kitabı olan Son Fedakarlık'ta Sydney bir simyacının yapmayacağı şeylere karıştı. Duygularını işinin önüne koydu. Bu yüzden simyacılar tarafından dışlanıyor.  Ve Sydney küçük kız kardeşinin de kendisi gibi simyacı olmasını istemiyor bu yüzden de elinden gelen her şeyi yapıyor. En nefret ettiği yaratıklarla aynı odada kalmak zorunda kalıyor. Ama... aynı odada kaldığı Jill'e çok bağlanıyor. Bu kitapta simyacıların dünyasına derinlemesine inilmiş. Aşırı büyük bir aşk beklemeyin. Bunun yerine Adrian ve Sydney arasındaki komik diyalogları ve içlerinde başlayan hoşlanma kıpırtılarını okuyacaksınız.

Kişisel Yorumum:İlk başlarda sıkıldım. Evet hatta Altın Zambak kitabına hemen geçeyim diye hızlı hızlı okudum. Beni fazla sarmadı. Yazarın kurgusunu sevsemde gereksiz betimlemelerinden hoşlanmıyorum. Ve karakterleri arasındaki ilişkinin yavaş gelişmesi beni deli ediyor. Sydney'in korkusuna anlam veremedim zaten. Adrian bunalımdan çıktı, tek buna sevindim. Yazar beni sinir etmeyi kesip onu da mutlu edecekse ben her seriyi okurum. Ama Vampir Akademisini okuduysanız bence Kan Bağı'nı atlayıp direk serinin 2. kitabı olan Altın Zambağı okusanız da çok bir şey kaybetmezsiniz.

Puanım:5
2. KİTAP
3. KİTAP


TÜM KİTAPLAR

Ölümcül oyuncaklar serisi filmi


Bilgiler:
Yapım:
2013 - ABD
Tür:
Süre:
111 dakika
Yönetmen:
Oyuncular:

Cassandra Clare


I. Marlene King

Jessica Postigo

Filmin Özeti:

On beş yaşındaki Clary Fray, New York’ta Pandemonium Kulüp’e doğru yola çıktığında bir cinayete tanıklık edeceği hiç aklına gelmezdi. Hele ki, bu cinayetin daha önce hiç görmediği acayip silahlara sahip tuhaf dövmeli üç genç tarafından işleneceğini hayatta düşünemezdi! Clary, polisi arayabileceğini biliyordu fakat ceset bir anda ortadan yok olunca ve canileri Clary’den başka kimse göremediği için durumu açıklamak pek kolay olmayacaktı!Clary’nin onları görebilmesine çok şaşıran katiller kendilerini Gölgeavcıları olarak tanıtacaktı. Yani, dünyayı şeytanlardan arındırmaya ant içmiş gizli bir kabile!

KİTAP TANITIMI 

Filmi online izlemek için TIKLA

Göçebe Filmi

The Host
Göçebe filmini kitabını okuduğum günden beri bekliyorum. Sonunda yayınlanacağını duyunca çok sevindim. Açıkçası oyuncular benim kitabı okurken hayal ettiklerimden farklıydı. Umarım film güzel olur. Kitabı daha önce tanıtmıştım. Film hakkında bir bilgim olmadığı için. Konuyu alıntı yapıyorum.
Bilgiler:
Konusu:
Dünyamız görünmeyen bir düşman tarafından istila edilmişti. İnsanların bedenleri, bu istilacılar için sahiplik yaparken bedenler bir değişikliğe uğramamış gibi görünse de, zihinleri ele geçiriliyordu. Neredeyse herkes teslim olmuştu.Geriye kalan vahşi birkaç insandan biri olan Melanie, yakalandığı zaman sonunun geldiğine inanır. Göçebe, Melanie'nin bedenini alan ruh, yetkililer tarafından bir insan bedeninin içinde yaşarken karşılaşabileceği zorluklar hakkında uyarılmıştır: Baskın duygular, hislerin yoğunluğu, çok canlı olabilen anılar Ama Göçebe'nin beklemediği bir zorluk vardır: Bedeninin önceki sakini zihninden vazgeçmeyi reddeder.Göçebe, Melanie'nin düşüncelerinin derinlerine inerek geri kalan insanların nerde olduğunu öğrenmeye çalışır. Ama Melanie'nin zihninde tek görebildiği, sevdiği adamın, hâlâ saklanan bir insan olan Jared'ın hayalidir. Bedeninin arzularına direnemeyen Göçebe, yakalamak zorunda olduğu bu adama karşı özlem duymaya başlar. Dış güçler, Göçebe ve Melanie'yi, aslında istemeseler de, ortak bir hedefte birleştirir ve birlikte sevdikleri adamı bulmak için tehlikeli ve sonu belli olmayan bir macera için yola koyulurlar.
Kaynak:www.sinemalar.com 
KİTAP TANITIM
İsteyenler buradan filmi online izleyebilirler.TIKLA