-->

4 Mayıs 2013 Cumartesi

Bridgerton Serisi 1: Yüreğe Söz Geçmiyor



En sevdiğim tarihi roman serisi Julia'nın Bridgerton Serisidir. Julia her romanda bir kardeşin ruh eşini bulmasını ve evlenmesini konu almıştır. Her kitapta bir kardeş baş karakter olmuştur. Ve biz kardeşlerin yaşları ilerledikçe değişimlerine ve yıllara meydan okuyan sevgilerine tanık oluyoruz. Öncelikle  rahmetli Vikont ve eşine bu kadar çok çocuk yaparak biz okuyucuları memnun ettiği için teşekkürü borç bilirim. Şaka şaka en büyük teşekkür tabii ki Julia'ya, böyle muhteşem bir seriyle biz okuyucuları buluşturduğu için. 
Ben aslında bu seriye 4. kitap olan ''Rüyalar Gerçek Olsa'' ile başladığım için kitapta geçen ve her şeyi yazan cemiyet gazetesi yazarının kimliğini bilerek okuduğumdan ayrı bir keyif aldım. Favori karakterim Penelope'dir. Okumayanlar için spo vermek istemiyorum. Gerçi bu seriye başlayan kolay kolay elinden bırakamaz ve sonuna kadar devam eder. 

Yüreğe Söz Geçmiyor (Duke and I) 
Serimizin baş karakteri Simon annesi onu doğururken ölen ve babası tarafından hiç sevgi görmeden büyüyen bir karakterdir. Babası bir Dük'tür. Ve oğlunun da mükemmel olmasını istemektedir. Ama Simon 4 yaşına kadar konuşamaz bu yüzden de babası tarafından dışlanır. Bu olay Simon'u tamir edilemez şekilde incitir ve Simon'un hayat amacı babasından intikam almak olur. Hep babasının istemediği bir evlat olmaya çalışmıştır. Babası onu aptal sanmaktadır. Simon aptal olmadığını kanıtlamak için Oxford'u matematikte birinci olarak bitirmiştir. Kekelemeden konuşmayı öğrenmiştir. Yine de çok kişiyi yanına yaklaştırmaz.
Bir balo gecesi güzeller güzeli Daphne'yi görünce hayatı değişir. Daphne Bridgerton'dan çok hoşlanır. Yine de Simon asla ve asla evlenmek istememektedir. Tabii Bridgerton kanı taşıyan birine hayır demek ne mümkün? Daphne'nin Simon'u baştan çıkardığı bir gece Simon ve Daphne, Simon'un en yakın arkadaşı ve Daphe'nin en büyük ağabeyi Anthony tarafından basılınca evlenmek zorunda kalırlar. Simon babası gibi bir baba olacağından korktuğundan bebek istememektedir. Daphne ise anne olmayı çok istemektedir. Başta Simon'un iktidarsız olduğunu sandığından kaderine razı olur ama onun aslında kendi istemediği için çocuk yapmadığını öğrenince sarhoşken Simon'u bebek yapmaya zorlar, bunun sonucunda kocası evi terk eder. Bunu duyan Bridgerton kardeşler rahat durur mu, durmaz tabii. Düşerler Simon'un peşine. Bu sırada Simon ise en büyük sınavını vermektedir. Ya çok sevdiği karısından olacak hayatı boyunca ölen bir adamdan intikam almakla uğraşacaktır. Ya da karısının kollarına dönecek ve aşklarının meyvesi bir bebeğe evet diyecektir. Neler yapacağını okuyun, görün.

Kişisel Yorumum:
Simon bana çok uyuşuk bir karakter gibi geldi. Daphne tam bir Bridgerton kadınıydı. İstediğini alan, cesur ve atik biriydi. Simon sürekli geçmişte yaşamaya devam etti. Babasının mektubunda ne yazdığını ise deli gibi merak ettim. Adam sonunda oğlu zeki çıkınca Dükalığı kurtuldu diye sevinmiştir. Simon'a çok yüklenmek istemiyorum. Ama Hemcinsim olan Daphne'nin yerine kendimi koydukça parçalayasım geliyor onu. Neyse sözü uzatmayayım daha da Simon'a rağmen bu kitap okunmalı diyorum. Çünkü durulmuş çapkından iyi koca olur. Leydi Violet'i dinleyin...

  Puanım:8
                      

Hiç yorum yok: