İlk kitaptan adını duyduğumuz Yarbay Phineas'ın hikayesiyle serimiz devam ediyor. Phin, 17 yaşındayken, ağabeyinin sakat kalmasına sebep olduktan sonra evini terk etmiş ve orduya katılmıştır. 10 yıl boyunca da evine geri dönmemiştir. Fakat kız kardeşi Beth bir mektup yollayıp, ağabeylerinin ölüm döşeğinde olduğunu söyleyince Phin, yıllardır kaçtığı yere, evine geri döner. Lakin hiçbir şey bıraktığı gibi kalmamıştır. Ve kız kardeşi Phin'e yalan söylemiştir. Onu gerçekte neden çağırdığını Phin'e anlatmasa da yarbay bir şeylerden şüphelenir ve kalmaya karar verir. Burada yıllar önce terk edip gittiği en yakın dostu Alyse ile yeniden karşılaşır. Ama yıllar genç kadına acımasız davranmıştır, Anne ve babasını kaybeden Alyse şimdi kötü halasına refakatçilik eden bir hizmetçiye dönmüştür. Dahası sevdiği adam tarafından küçük düşürülüp sosyetenin gözdesi olmaktan çıkmıştır. Doğunun incisi şu anda bir hizmetçidir. Ve ona yaklaşan herkese karşı temkinlidir.
Bu temkinli hali yıllardır sevdiği Phin'i görünce değişmiştir. Phin eskiden olduğu gibi Alyse'in kalbine yerleşmiştir. İkilimiz birbirlerine yardım etmeye karar verirler. Ama Phin'in Alyse'den sakladığı bir sırrı vardır. O da gündüzleri bir asker olan kahramanımızın geceleri herkesin korktuğu hırsız Fransız olmasıdır. Alyse Fransız'ın Phin olduğunu bilmeden bu tehlikeli hırsızdan etkilenmiştir. Peki gerçekleri öğrenirse neler olacaktır?
Kişisel Yorumum:
İlk kitabın berbat çevirisine karşılık bu kitap çok akıcı bir çeviriyle çevrilmişti. Kitabı 2 günde bitirmeyi hedeflerken konusu beni o kadar sardı ki yine dayanamayıp sabahladım ve kitabı bitirdim. Bir kere Phin, Sullivan'ın tam tersi bir karakter. Aşkına sahip çıkan, aşık olduğu kadını başkasına vermeyi düşünmeyen biri. Ayrıca karakterlerimiz birbirlerini uzun zamandır tanıyan iki eski dost. Tabii bir zamanlar bu dostluktan öte şeyler de hissetmişler. Lakin bunları birbirlerine açıklayamamışlar. Daha önce yaşayamadıkları aşkı yaşamaları çok etkileyiciydi. Ayrıca bu kızın kuzenine ilk anda sinir oldum. Sonunda da Phin'in ona yumuşak davrandığını düşünüyorum. Kitabın sonlarına doğru diğer karakterlerimiz. Sullivan ve Bram devreye girince hikaye oldukça renklendi. Phin'de Sullivan gibi ailesel problemleri yüzünden başta aşkını tam yaşayamasa da, Sullivan'ın aksine Alyse ile evlenmek için neredeyse yalvarmak zorunda kaldı. Ve onu yeniden terk etmeyi asla düşünmedi. Yine de kitapta bir şey eksik geldi bana. Mesela kardeşlerini düşündüğü kadar Alyse ve ilişkisini düşünmedi. Kendisini tehlikeye attı. Kitapta sevmediğim tek yan buydu. Alyse'i çok sevse de onun başını belaya sokmasını yanlış buldum. Ayrıca şunu da belirteyim bu seri de birinci kitabı ya da üçüncüsünü okumanız şart değil. Karakterler birbirleriyle arkadaş ama hikayeler tamamen farklı. ''The Notorious Gentlemen'' yani ''Nam salmış centilmenlerin'' üçüncü kitabı da umarım ikinci kitabı gibi güzeldir.
Puanım:8
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder